Apartmanda Köpek Besleme Hukuku
Köpek sahibi olmak ile ilgili en önemli sorunlardan biri de apartman içerisinde beslenip beslenemeyeceği ile ilgilidir. Bu tip bir sorunla karşılaştığınız takdirde size en yakın hayvan koruma derneğine başvurunuz. Onlardan size yol göstermelerini ve tecrübeli bir avukata yönlendirme yapmalarını isteyiniz. Hayvan koruma derneklerinin de yardımları ile haklarınızı öğreniniz.
Apartman yönetim planı iyi okuyunuz. “Apartman yönetim planı” apartmanın inşası bittikten sonra yapılan ilk toplantıda yapılır. Yani apartman kaç yıl önce inşaat edildiyse, o ilk toplantıda “evcil hayvan beslenemez” diye bir karar yönetim planına konulmuş ise sizin hayvanınız da dahil apartman genelinde hiçbir hayvan beslenemez. Bu şikayet sahibine sadece sizin köpeğinize git deme hakkını vermez.
Apartman yönetim planında hayvan beslenebilmesi ile ilgili ibareler dışında da zaman içinde uyulmamış olan ibareler var mı bunları incelemeniz yerinde olur. Örneğin; yönetim planında otopark görünen alan, bahçe, bahçe görünen yer otopark olarak kullanılmakta mı ya da plana aykırı tadilatlar yapılmış mı? Apartman yönetim planında yasak olduğu için Köpek beslemenize karşı çıkıldığı takdirde sizin de yönetim planının tamamına uyulması konusunda ısrarcı olabilirsiniz. Bir çok vaka da caydırıcı etki uyandırmaktadır.
Şikayet öncesinde veya sonrasında konulan kararlar ise geçersizdir. Şikayet olunduktan sonra koyulan kararlar dava ilk celsede iken usul aykırılığı sebebiyle red olunur. Bu durumda şikayetçinin ikinci kez para ödeyerek yeniden dava açması gerekir. Aynı şekilde uzun süredir hayvanla birlikte o evde yaşanmakta olmasına rağmen sonradan dava açılmış ise şikayetçinin şikayeti ile ilgili kasıt aranır.
Apartman planında evcil hayvan beslenemeyeceği ile ilgili bir madde olmadığı takdirde şikayet sahibinin tamamen subjektif olduğunun ispatına çalışılır. Köpeğin temel itaatlerini aldığına ve başına buyruk hareket etmediğine dair bilir kişi raporu, başka komşuların rahatsız olmadığına dair beyan gibi.
Köpeğin sizlerle yaşadığının tespiti için şikayet sahipleri çoğunlukla zabıtaya haber vermektedir. Zabıtanın yetkisi, köpeğin aşı karnesini ve ağızlığını görüp gitmekle sınırlıdır. Bunun haricinde bir yetkisi yoktur. Köpeğinize evden gitsin diyemez, size süre veremez, evinize izniniz olmadan giremez.
Şikayet sahiplerinin başvurduğu ikinci bir yol ise Çevre ve il Müdürlüğünün gürültü ile mücadeleye şikayet etmektir. Ses tespiti “decibel” olarak yapılır. İşin usulü mühürlü bir teyp ile şikayet sahibi kişinin evinde en az bir gün boyunca sürekli ölçüm yapılmasıdır. Bir ses ancak belirli düzeyin üzerinde ve sürekli ise gürültü kirliliğine sebebiyet veriyor kabul edilebilir. Hiçbir köpek sürekli yüksek sesle havlamaz ve sesi çoğunlukla genel çevre ses düzeyinin altında kalır. Rahatsızlık verici ses sınırı kanunlara göre 120 decibelden başlar bu da bir kaç otomatik yer kazma makinasının çıkardığı sese denk gelir ve hiçbir kopek bu sesi çıkaramaz. Yani kanunlar gereğince gürültü sebebiyle hiçbir köpek evden atılamaz.
Usulüne uygun yapılmamış ölçümlerden dolayı kesilmiş cezaların ise bir geçerliliği yoktur. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği Entegrasyon programına dahil olarak, A
vrupa Hayvan Hakları Yasası’nı imzalamıştır. Bu yasanın maddelerinden birisi de “İnsanlar evlerinde besledikleri hayvanları terk edemez ve terk etmeye zorlanamaz” dır.Konu mahkemeye taşındığı takdirde uzun ve zor bir süreç başlar. Köpek sahipleri çoğunlukla dava sonuçlanmadan ümitsizliğe kapılmakta ve köpeği evden uzaklaştırma yoluna başvurmaktadır. Oysa bu bir sabır savaşıdır. Hayvan koruma derneklerinin yardımı ve tecrübeli bir avukat rehberliğinde, hiç bir köpeğin gücü gürültü kirliliği yaratmaya yetmeyeceği gibi, şikayet sahibinin de köpeğinizi evden uzaklaştırmaya gücü yetmeyecektir. Bu konuda haklarınızı biliniz.